Ali Babacan, İran ve İsrail arasında süregelen gerginliklerle ilgili yaptığı açıklamada, “Nükleer anlaşmazlıkların çözümü, diyalog ve karşılıklı güvenle mümkündür. Taraflar, bu müzakereleri bir fırsat olarak değerlendirmeli ve gerilimi azaltacak adımları atmalıdır” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, D-8’in 28. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda önemli değerlendirmelerde bulundu.
Babacan, Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirilen toplantıda, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun da katılımıyla İsrail-İran çatışmalarına dair görüşlerini aktardı.
“İSRAİL YÖNETİMİNİN DURMAYA NİYETİ YOK”
Babacan, “Bölgemiz gerçekten zor günlerden geçiyor. Gazze’de on binlerce insan hayatını kaybetti. Gençler, yaşlılar, çocuklar, kadınlar, erkekler; hepsi, adları anılmayacak kadar büyük bir trajedinin kurbanı oluyor. Saldırgan İsrail hükümetinin durmaya niyeti yok. Bir gözleri Gazze’deyken, diğer gözleri Suriye’ye, İran’a çevrildi” ifadelerini kullandı.
“AMERİKAN DESTEĞİ İSRAİL’İN ŞIMARIKLIĞINI ARTTIRIYOR”
Orta Doğu’da uzun yıllardır süren işgal politikalarını eleştiren Babacan, “Bu işgal, yalnızca bir halkın topraklarını hedef almıyor, uluslararası hukukun da temel ilkelerini ihlal ediyor. İsrail’in Gazze, Batı Şeria’daki uygulamaları ve Suriye’deki saldırıları, bölgesel barışa zarar verdiği gibi uluslararası düzenin meşruiyetini de sarsıyor. Amerikan yönetiminin koşulsuz desteği, İsrail’in hoyratlığını artırıyor” dedi.
“BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ TAMAMEN FELÇ OLDU”
İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Birleşmiş Milletler sisteminin bugün tamamen felç durumda olduğunu vurgulayan Babacan, “İsrail ile ilgili meselelerde Amerikan vetosunu, Ukrayna veya Gürcistan meselelerinde ise Rusya vetosunu görüyoruz. Kurallar yalnızca zayıflar için geçerli, güçlülere uygulanmadığında dünya büyük bir kaosa sürüklenir” şeklinde konuştu.
“ORTA DOĞU DAHA BÜYÜK FELAKETLERE SÜRÜKLENMESİN”
İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının Orta Doğu’daki barış ve istikrarı tehdit ettiğini belirten Babacan, “Bu saldırılar uluslararası hukukun ihlali ve şiddetle kınıyorum. Tüm tarafları uluslararası hukuka saygı göstermeye ve çatışmaları derinleştirecek adımlardan kaçınmaya davet ediyorum. Bu tür çatışmaların tırmanması, masum insanların hayatını tehlikeye atacak ve zaten zor durumda olan Orta Doğu toplumlarını daha büyük felaketlere sürükleyecektir” dedi.
“TARAFLAR GERİLİMİ DÜŞÜRECEK ADIMLAR ATMALI”
Babacan, ABD ve İran’a nükleer müzakereleri sürdürmeleri çağrısında bulunarak, “Her iki ülkeyi de bu meseleyi diplomasi masasında çözmeye davet ediyorum. Taraflar, bu müzakereleri bir fırsat olarak değerlendirmeli ve gerilimi azaltacak adımları atmalıdır” dedi. Ayrıca, uluslararası kurumların, özellikle Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın Orta Doğu’da barış ve güvenliği sağlama görevlerini yerine getirmeleri gerektiğini ifade etti.
“İSLAM İŞ BİRLİĞİ TEŞKİLATI İKİRCİKLİ TUTUM SERGİLEMEMELİ”
Babacan, İslam İş Birliği Teşkilatı’nın bu konuda daha tutarlı bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini vurgulayarak, “Daha fazla kan dökülmesi değil, diyalog ve uzlaşının hâkim olmasını istiyoruz” dedi. Orta Doğu’nun geleceği, savaşla değil, barış ve iş birliğiyle inşa edilebilir.”
“D-8 BARIŞTIR, HAKÇA DÜZENDİR, EŞİTLİKTİR”
D-8’in yalnızca bir ekonomik iş birliği örgütü olmadığını belirten Babacan, “D-8, adalet, eşitlik, dayanışma ve barış ilkeleriyle şekillenmiş bir ideal olarak karşımıza çıkıyor. Erbakan Hoca’nın ‘Yeni Bir Dünya’ vizyonu, D-8’in kuruluşunda ilan edilen İstanbul Deklarasyonu ile somut hale geldi” ifadelerini kullandı.
Bu oluşumun, sadece İslam dünyasının iş birliğini güçlendirmekle kalmayıp, insanlığın ortak vicdanını da temsil ettiğini dile getiren Babacan, “D-8, Filistin’deki işgale, Yemen’deki iç savaşa, Arakan’daki zulme ve diğer mazlum coğrafyalardaki haksızlıklara karşı güçlü bir duruş sergilemektedir” dedi.
“SÖZÜNÜZÜN GÜCÜ YERİ GELİR PARADAN DA SİLAHTAN DA ÖNEMLİ OLUR”
Rahmetli Erbakan hocanın sözlerine atıfta bulunarak, “Dünyada meydana gelen haksızlıklara karşı sesimizi çıkarmak için güçlü olmamız gerekiyor. Güç, sadece ekonomik alanda değil, itibarda da olmalı. Zira, sözün gücü yeri gelir paradan ve silahtan daha etkili olabilir” dedi.
“İSLAM ÜLKELERİ EN ÇOK ÇABAYI EĞİTİME VE YÖNETİŞİME GÖSTERMELİ”
İslam ülkelerinin en çok çaba göstermesi gereken alanlardan birinin eğitim olduğunu belirten Babacan, “İyi yetişmiş bireylerden oluşmayan bir toplum, ne ekonomide ne teknolojide güçlenebilir. Diğer bir önemli alan ise iyi yönetişimdir; şeffaflık, hesap verebilirlik ve güçlü kurumlar olmalıdır” dedi.
“D-8, BİR İTİRAZI VE UMUDU TEMSİL EDİYOR”
Babacan, D-8 ülkeleri arasındaki ekonomik iş birliklerinin büyümesinin önemine değinerek, “D-8, geçmişten yarınlara uzanan bir miras, bir itirazı ama aynı zamanda bir umudu temsil ediyor. 28. yılında D-8, sesi kısılmaya çalışılanların, sistemin dışında bırakılanların sesi olmaya devam edecektir” dedi.
“DÜNYAYI HAKLILARIN YURDU HALİNE GETİRELİM”
Babacan, “İradesi olan milletlerin, vicdanı diri kalan liderlerin dünyayı değiştirme gücü vardır. Gelin, dünyayı yalnızca güçlülerin değil, haklıların da yurdu haline getirelim” diyerek sözlerini tamamladı.