Kum saati vücut tipinden “erkek memeleri” (jinekomasti) gibi konulara kadar, insan vücudu hakkında sıkça karşılaşılan efsaneler ve gerçekler ele alınıyor…
‘Kilolu insanların metabolizmaları daha yavaş değildir’
Bu ifade doğru. Kas dokusu, yağ dokusuna göre yaklaşık üç kat daha fazla enerji tüketmektedir. Ancak, vücuttaki diğer bazı organların hücreleri de oldukça fazla enerji harcar.
Kilolu bireyler, zayıf olanlara kıyasla daha büyük organlara ve daha fazla hücreye sahiptir. Bu durum, onların enerji tüketimlerinin, yani dinlenme metabolizma hızlarının daha yüksek olduğu anlamına gelir.
Vücut şekliniz elma mı yoksa armut mu? Kilo alımınız karın bölgesinde mi yoksa kalça ve üst bacaklarında mı yoğunlaşıyor? Geçmişte, “elma” vücut tipine sahip bireylerin kalp hastalığı ve diyabet gibi sağlık sorunları açısından daha yüksek risk taşıdığı düşünülüyordu. Bunun nedeni, karın bölgesindeki yağların iltihabı artıran ve insülin direncine yol açan kimyasallar üretmesidir.
Öte yandan, kalçalardaki yağın daha zararsız olduğu düşünülüyordu. Ancak, California Üniversitesi’nde yapılan son çalışmalar, gluteal yağın da zararlı maddeler salgıladığını göstermektedir.
Yani, vücut şekliniz ne olursa olsun, fazla yağ sağlığınıza zarar verebilir.
Pek çok kadın “kum saati” şeklinde (veya üstü iki elma olan armut şeklinde) görünmekten hoşlanırken, Manchester’daki araştırmacılar, 240 İngiliz kadınının taramasını gerçekleştirdiklerinde, yüzde 63’ünün benzer göğüs, bel ve omuz ölçülerine sahip olduğunu belirledi. Bu kadınların çoğunun bel ölçüsü neredeyse yok denecek kadar azdı ve “dikdörtgen” şeklinde sınıflandırıldı.
Sadece yüzde 13’ü “kum saati” olarak tanımlanırken, kalanların yüzde 8’i “armut”, yüzde 7’si “kaşık” (üst kısmı baskın kum saati şekli), yüzde 6’sı “ters üçgen” ve yüzde 3’ü “üçgen” olarak kategorize edildi.
Yaş ilerledikçe kadınların vücut şekli daha çok dikdörtgen formuna dönüşmektedir; 56 yaş üzerindeki kadınların yüzde 80’inin bu kategoriye girdiği tespit edilmiştir.
“Erkek memeleri” olarak adlandırılan jinekomasti genellikle bira göbeği ile ilişkilendirilse de, görünümünde sarkıklık her zaman söz konusu değildir. Genellikle bu durum, meme dokusunun büyümesinden kaynaklanmaktadır.
Ayrıca, aşırı kilolu erkeklerde, yağ hücrelerinin kadınlık hormonu östrojen üretmesi nedeniyle meme büyümesi görülebilmektedir. Testosteron, bu büyümeyi engelleyici bir rol üstlenirken, erkeklerin yaşlanmasıyla testosteron seviyeleri düşmektedir.
Türkiye’den yapılan bir araştırma, Vücut Kitle Endeksi (BMI) yüksek olan ve belirgin göbeği bulunan erkeklerin yatakta ortalama 7,3 dakika dayanabildiğini ortaya koymuştur. Daha zayıf gruptaki erkeklerin ise yalnızca 2 dakika dayanabildiği ve erken boşalma sorunuyla karşılaşma olasılığının daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir.
Bu durumun nedeni büyük ihtimalle obeziteyle ilişkili testosteron azalmasıdır. İri yapılı erkekler daha uzun süre dayanabilse de, ereksiyon aşamasında zorluk yaşayabilmektedir. Aşırı kilo, erektil bozuklukla da ilişkilendirilmektedir.