Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği “Tematik Buluşmalar” söyleşisinde, müziğin toplumsal normları ve sessizlikleri siyasete dönüştüren gücüne vurgu yapan Prof. Dr. Özlem Doğuş Varlı, “Müzik, bazen iktidarın sesi olur, bazen de sessizlerin çığlığı…” ifadelerini kullandı.
BURSA (turkiyexhaber) – Nilüfer Belediyesi’nin “Tematik Buluşmalar” etkinliğine katılan Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Türk Müziği Anasanat Dalı Başkanı Prof. Dr. Özlem Doğuş Varlı, müziğin yalnızca bir sanat dalı olmadığını, aynı zamanda toplumsal normların, kimliklerin ve iktidar ilişkilerinin şekillenmesinde önemli bir siyasi araç olduğunu vurguladı.
Bu ayki “Tematik Buluşmalar” söyleşisi, Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlendi ve Nazım Hikmet Kültürevi’nde gerçekleştirildi. “Müziğin Sessiz Siyaseti” başlıklı etkinliğe, sanatseverler ve akademisyenlerin yanı sıra Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin ile Nilüfer Belediye Meclis Üyesi Demirhan Aslan da katıldı. Prof. Dr. Varlı, müziğin toplumsal etkilerini ve duyulmayan yönlerini dinleyicilere aktardı.
“MÜZİK HER ZAMAN POLİTİKTİR”
Prof. Dr. Varlı, müziğin sadece ses sanatı olarak algılanmasının, onun toplumsal etkisini göz ardı ettiğini belirtti. Tarih boyunca müziğin politik bir araç işlevi gördüğünü ifade eden Varlı, müziğin toplumsal norm oluşturma, kültürel hafızayı taşıma ve kimlik inşasında hayati bir rol oynadığını söyledi.
Müziğin bireysel bir ifade biçiminden ibaret olmadığını vurgulayan Varlı, “Müzik, bir toplumun düşünce biçimini, değerlerini ve iktidar ilişkilerini şekillendiren güçlü bir unsurdur. Bir melodi, farkında olmadan bizi belirli bir düşünceye yönlendirebilir. Bu nedenle müzik, toplumsal normların üretimi, dolaşımı ve meşrulaştırılmasında etkilidir” şeklinde konuştu.
SESSİZLİĞİN İKİ YÜZÜ
Söyleşide sessizlik kavramını da ele alan Prof. Dr. Özlem Doğuş Varlı, sessizliğin hem olumlu hem de olumsuz yönlerine dikkat çekti. “Sessizlik, bireyin kendini fark etmesi gibi olumlu durumlar barındırırken, Gazze’de yaşananlara sessiz kalınması gibi durumlarda suç haline dönüşebiliyor” diyen Varlı, sessizliğin bazen güçsüzlere dayatılan bir iletişim eksikliği, bazen de tahakküme karşı bir direniş biçimi olabileceğini ifade etti.
Müziğin hegemonya üretme kapasitesine değinen Varlı, Gramsci ve Adorno gibi düşünürlerin bu konudaki çalışmalarına atıfta bulunarak, yerli ve yabancı parçalarla müzikle üretilen toplumsal normları açıkladı.
“EN DERİN ANLAM SESSİZLİKTE SAKLI”
Prof. Dr. Varlı, müziğin toplumsal dinamiklerle ilişkisi hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “Müzik, sesin sanatıdır; ancak bazen en derin anlam sessizlikte gizlidir. Toplumda da müzikte olduğu gibi ses ve sessizlik yan yana var olur. Bazı sesler duyulur, bazıları ise bastırılır. Bu durum rastgele bir olgu değildir. Her sessizlik, bir politik tercihin ve iktidar ilişkisinin sonucudur. Müzik ise bu sessizlikle bazen uyum içinde olur, bazen çatışır, bazen de onu fark ettirmeden açığa çıkarır.”
Etkinlik sonunda katılımcıların sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Özlem Doğuş Varlı’ya, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin tarafından bir hediye takdim edildi.