İngiltere‘nin Essex bölgesinde bir çiftlikte “deli dana” hastalığına dair yeni bir vaka kaydedildi. Tam adı “Sığır Süngerimsi Beyin Hastalığı” (BSE) olan bu hastalık, 1990’lı yıllarda İngiltere’de büyük bir kriz yaşanmasına neden olmuş ve milyonlarca hayvanın itlaf edilmesine yol açmıştı.
İngiliz Hayvan ve Bitki Sağlığı Ajansı’nın açıklamalarına göre, hastalık belirtileri gösteren bir inek, insani koşullar altında itlaf edildi. Yapılan testler sonucunda “atipik BSE” teşhisi kondu. Uzmanlar, hayvanın gıda zincirine girmemiş olmasından dolayı halk sağlığı açısından bir tehdit olmadığını belirtiyor.
İngiltere’nin Baş Veteriner Hekimi Christine Middlemiss, bu olayın hastalığın tespit ve kontrol sistemlerinin etkinliğini ortaya koyduğunu ifade etti.
Atipik BSE ile 1990’larda yaşanan “klasik BSE” arasında önemli farklılıklar bulunuyor. Atipik tür, kendiliğinden oluşabilen, bulaşıcı olmayan ve sığır popülasyonlarında oldukça düşük seviyelerde görülebilen bir durum olarak tanımlanıyor. Klasik BSE ise kontamine yemler aracılığıyla yayılmaktadır.
1990’larda yaşanan salgın sonucunda İngiltere’de 184.000’den fazla inek BSE nedeniyle hayatını kaybetmiş ve hastalığın yayılmasını engellemek amacıyla 4,4 milyon sığır itlaf edilmiştir. Bu süreç, insanlarda ölümcül sonuçlar doğuran Creutzfeldt-Jakob hastalığı vakalarına da neden olmuştur.
İmmünopatoloji Profesörü Neil Mabbott, son on yılda İngiltere’de yalnızca dört atipik BSE vakası görüldüğünü ve 1990’lardan bu yana insanlarda hiç vCJD vakası yaşanmadığını belirterek, alınan önlemlerin son derece etkili olduğunu vurguladı.
Gıda Standartları Ajansı’ndan Dr. James Cooper, tüketicilerin güvenliği konusunda endişeye mahal olmadığını ifade etti. Cooper, hayvan yemi kontrollerinden riskli sığır kısımlarının gıda zincirinden çıkarılmasına kadar birçok sıkı önlemin alındığını belirtti.
Bu yeni vaka öncesinde, İngiltere’de en son 2021 yılında Somerset’te bir deli dana vakası tespit edilmişti. 2018’de İskoçya’da ve 2015’te Galler’de de benzer vakalar görülmüştü.
Uzmanlar, günümüzde uygulanan sıkı denetim ve kontrol sistemleri sayesinde BSE’nin 1990’lardaki gibi bir krize yol açma olasılığının son derece düşük olduğunu ifade ediyor.