Ayvalık’ta gerçekleştirilen “20. Ayvalık Uluslararası Zeytin, Hasat ve Turizm Festivali” sırasında, Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar önemli açıklamalarda bulundu. Uçar, dökme zeytinyağı ihracatının kısıtlanmasının yeterli olmayacağını belirterek, Türkiye’nin zeytin ağacının değerini dünya pazarına sunmak istiyorsa, planlı bir ihracat modeli benimsemesi gerektiğini vurguladı.
BALIKESİR (turkiyexhaber) – Ayvalık, 2 milyon adede yaklaşan zeytin ağacı varlığı ile dikkat çekerken, bu ağaçların 1 milyon 180 bininin 300 yaş üzerinde olduğu ve 600 yaş üzeri 61 tescilli anıt ağacıyla kaliteli zeytinyağı üretiminin merkezi konumundadır. Aynı zamanda Ayvalık, dünya çapında tanınan üç zeytinyağı merkezinden birisidir.
Festivalde konuşan Ali Uçar, Türkiye’nin 2022-2023 döneminde 150 bin ton zeytinyağı ile 725 milyon dolar, 2023-2024 döneminde ise 120 ülkeye 75 bin ton zeytinyağı ihraç ederek yaklaşık 506 milyon dolar gelir elde ettiğini ifade etti. Uçar, Ayvalık’ın zeytinyağı üretiminde ve satışında önemli bir yere sahip olduğunu dile getirerek, “Ayvalık Zeytinyağı’nın Avrupa Birliği tescil süreci devam ederken, Ayvalık Türkiye’de en fazla zeytinyağı markasına sahip olan il konumundadır” dedi. Ayrıca bu yıl Türkiye genelinde 200-250 bin ton arasında rekolte beklediklerini belirterek, geçen yıl yaşanan ‘yok yılı’na rağmen 200 bin tonluk stoğun arz sıkıntısını önleyeceğini ifade etti.
Uçar, hedef pazarların önceden belirlenmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Her pazarın dinamiği farklı. Örneğin Japonya ile Amerika’ya aynı şekilde ihracat yapamazsınız. Öncelikle hedef ülkeleri tespit edip, bu ülkelere yönelik tanıtım, ambalaj ve markalaşma çalışmaları yürütmeliyiz” şeklinde konuştu. Devlet desteklerinin de bu alanlara yönlendirilmesi gerektiğini belirten Uçar, “Planlama genellikle geriden geliyor, oysa strateji önceden belirlenmeli” dedi.
Ayrıca ambalajlı ihracatı teşvik etmenin en etkili yolunun kota sistemi olduğunu belirtti. Uçar, “Bir firma 100 birim ihracat yapıyorsa, bunun en az 20 birimini ambalajlı olarak gerçekleştirmesi zorunlu hale getirilmeli. Böylece hem markalı ürünlerin payı artar hem de yeni pazarlara ulaşmamız kolaylaşır” ifadelerini kullandı. Günümüzde toplam zeytinyağı ihracatının yalnızca yüzde 30’unun ambalajlı olarak yapıldığını ve bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurgulayan Uçar, “Katma değeri biz değil, yağı bizden alan ülkeler kazanıyor. İspanya, bizim yağımızı ambalajlayıp dünyaya satıyor. En büyük hatamız buydu” diye ekledi.