ANKARA (turkiyexhaber) – TÜİK, 2025 yılı III. çeyrek Yapı İzin İstatistikleri’ni yayımladı. Verilere göre, yapı ruhsatı verilen binalarda hem sayı hem de yüzölçümünde önemli bir artış yaşandı.
Bir önceki yılın aynı çeyreğiyle karşılaştırıldığında, bina sayısında yüzde 22,3, daire sayısında ise yüzde 54,0 oranında bir artış gözlemlendi. Toplam yüzölçüm ise yüzde 42,6 oranında büyüme kaydetti.
Toplam yüzölçümün yüzde 78,0’ı belediyeler tarafından, yüzde 22,0’ı ise diğer yetkili idareler tarafından verildi.
Kullanım amacına göre en yüksek yüzölçüm payı, yüzde 67,8 ile iki ve daha fazla daireli binalara ait oldu. İki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binaların yüzölçümü 37,8 milyon metrekare olarak kaydedilirken, sanayi binaları ve depolar ise 6,2 milyon metrekare yüzölçümüne sahip oldu.
Takvim etkilerinden arındırılmış serilere göre, yüzölçüm artışı yüzde 40,9 olarak belirlendi.
YAPI KULLANMA İZİN BELGELERİ
2025 yılı III. çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen binaların sayısı ve yüzölçümünde de artışlar kaydedildi. Geçen yılın aynı dönemine göre bina sayısı yüzde 5,6, daire sayısı ve yüzölçüm ise yüzde 22,8 oranında yükseldi.
Toplam yüzölçümün yüzde 79,4’ü belediyeler, yüzde 20,6’sı ise diğer yetkili idareler tarafından sağlandı. Kullanım amacına göre en yüksek yüzölçüm payı, yüzde 64,6 ile iki ve daha fazla daireli binalarda görüldü. Bu binaların yüzölçümü 21,5 milyon metrekare, sanayi binaları ve depoların yüzölçümü ise 4,7 milyon metrekare olarak belirlendi.

Takvim etkilerinden arındırılmış serilerde toplam yüzölçümde yüzde 20,4 oranında bir artış gözlemlendi.
ÇEYREKLİK VE MEVSİMSEL DEĞİŞİMLER
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre, bir önceki çeyreğe kıyasla yapı ruhsatı verilen bina sayısı yüzde 7,0, daire sayısı yüzde 7,2 ve yüzölçüm yüzde 2,7 azalmıştır.
Aynı dönemde yapı kullanma izin belgelerinde ise bina sayısı yüzde 2,7, daire sayısı yüzde 0,5 düşerken yüzölçüm yüzde 3,7 oranında artış gösterdi.

Uzmanlar, yıllık verilerdeki artışın inşaat sektörünün dinamik bir seyir izlediğini gösterdiğini ifade ederken, çeyreklik düşüşlerin mevsimsel etkilere bağlı olduğunu belirtiyor.




