KOCAELİ (turkiyexhaber) – Kocaeli Sanayi Odası (KSO) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, ABD’nin ülkemize uyguladığı ek gümrük vergilerinin artışını değerlendirdi. Zeytinoğlu, bu konu hakkında yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi: “Bildiğiniz üzere Başkan Trump, ABD’nin artan yıllık mal ticareti açıklarını azaltmak amacıyla bazı ülkelere yönelik gümrük vergisi oranlarında 2 Nisan’dan itibaren sürekli değişiklik yapıyor. En son geçen hafta imzalanan kararnameyle, ülkelere uygulanacak vergi oranları yüzde 10 ila yüzde 41 arasında değişiklik gösterdi ve bu düzenleme 7 Ağustos 2025’ten itibaren yürürlüğe girecek. Ülkemize yönelik ek gümrük vergisi ise yüzde 10’dan yüzde 15’e çıkarıldı. Ayrıca, AB ve ABD arasındaki anlaşma çerçevesinde AB menşeli ürünlere de yüzde 15 tarife uygulanması kararlaştırıldı. Komisyon Başkanı von der Leyen tarafından sağlanan bu anlaşma, henüz Üye Devletler tarafından onaylanmamış olsa da Trump, anlaşmanın geçerli olduğunu belirtti. AB’nin ABD’ye yönelik yatırım yapması ve ABD’den enerji ürünleri ile mühimmat alımına dair ek taahhütler altına girmesi, AB-ABD ticaret ve yatırım ilişkilerinin güçlenmesine yol açabilir. Bu durum Türkiye için bazı dezavantajlar doğurabilir.
ABD PAZARI, FİRMALARIMIZ İÇİN STRATEJİK HEDEF
Firmalarımız için ABD pazarı, stratejik bir hedef olma özelliğini koruyor. Mevcut durumda, ABD, Almanya’nın ardından ikinci büyük ihracat pazarımız konumunda. 2024 yılında ABD’ye 16,35 milyar dolar ihracat ve 16,22 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdik. Kimyevi maddeler ve mamulleri, 2024’te 1,5 milyar dolarla ABD’ye en fazla ihracat yapan sektör oldu. Bu sektörü, 1,2 milyar dolarla otomotiv endüstrisi, 856 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon, 784,3 milyon dolarla halı ve 774,1 milyon dolarla elektrik-elektronik sektörleri takip etti. Trump’ın ilk döneminde, ABD ile Türkiye arasında ekonomik ilişkilerin daha da ileri seviyelere taşınması ve ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılması hedeflenmişti. Ancak ek gümrük vergileri nedeniyle bu hedefe ulaşma olasılığımız oldukça düşüktür. Hatta ABD pazarındaki payımızın azalması durumu söz konusu olabilir. Bu nedenle, ABD’nin ülkemize uygulayacağı ek gümrük vergileri dolayısıyla ihracatçılarımıza gelecek ek maliyetlerin devlet tarafından çeşitli şekillerde desteklenmesi gerekmektedir.
ÇİN’E KARŞI GEREKLİ TEDBİRLER ALINMALI
Ayrıca, sanayide yaşanan gelişmeler ışığında bazı önlemlerin acilen alınması gerektiği görülmektedir. Küresel rekabetin arttığı bu dönemde, ihracatımızın, üretimimizin ve istihdamımızın devamlılığını sağlamak adına iş dünyası olarak kurla ilgili taleplerimiz bulunmaktadır. Enflasyonla mücadele bağlamında kurun baskılanmasının anlaşılabilir olduğunu kabul ediyor ve buna saygı gösteriyoruz. Ancak bu durum sürdürülebilir değildir. Sabit döviz kuru politikası, ihracat ve üretim üzerinde olumsuz etkiler yaratarak pazar kayıplarına neden olmaktadır. Bu pazarları geri kazanmak oldukça zor olmaktadır. Ayrıca, kurun ithalatı kolaylaştırması nedeniyle, tüketim malı ithalatında her ay artış gözlemlenmektedir. Örneğin, Temmuz ayında tüketim malları ithalatında yüzde 17.2’lik bir artış kaydedildi. Üretim ve yatırıma yönelik kalemlerde artış beklerken, dış ticaret açığının azaltılması adına tüketim malları ithalatında dikkatli olunması gerektiği kanaatindeyiz. Bu çerçevede, bu ay 4,6 milyar dolar ile en yüksek ithalat yaptığımız Çin’e karşı diğer ülkeler gibi gerekli tedbirlerin acilen alınmasının önemine dikkat çekmekteyiz. Diğer ülkeler gibi, biz de Çin’e karşı yüzde 30’luk ek bir gümrük vergisi uygulama yoluna gidebiliriz.
ÜLKEMİZDE DE İHRACATÇILARA DESTEK ARTMALI
Bunun yanı sıra, Çin; kendisine uygulanan yüksek gümrük tarifelerine rağmen Temmuz ayında ABD’ye yaptığı sevkiyatların geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22 azalmasına rağmen, toplam ihracatını geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7,2 artırmayı başardı. ABD’nin uyguladığı yüksek tarifelere rağmen, Çin’in dış satışlardaki dayanıklılığı ve ihracatçılarına sağladığı desteklerin bu başarıda önemli bir rol oynadığını görmekteyiz. Çinli ihracatçılar, ihracat bedellerini yüzde 12-30 arasında değişen oranlarda yüksek kurdan bozmaktadır. Ülkemizde ise bu destek oranı sadece yüzde 2 seviyesindedir. Bu nedenle, ülkemizde bu destek oranlarının yüzde 5-10 seviyelerine yükseltilmesi gerektiğini her platformda dile getirmekteyiz.