1. Haberler
  2. SİYASET
  3. Bakırhan: Barış İçin Cesur Olmalıyız!

Bakırhan: Barış İçin Cesur Olmalıyız!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Demokrat Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile gerçekleştirilen görüşmeye değinen Bakırhan, “Buraya gelmeden önce MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli ve heyetiyle bir görüşme yaptık. Siyasi partileri ziyaret ediyoruz ve istişarelerde bulunuyoruz. Bu tarihi süreci ele alıyoruz ve siyasi partilerin üstlenmesi gereken görevleri tartışıyoruz. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik. İstişarelerimiz bundan sonra da devam edecek” ifadelerini kullandı.

“CUMHURİYET ROTAMIZ OLSUN”

Bakırhan’ın açıklamalarında dikkat çeken noktalar şöyle:

Türkiye halklarının rotasını belirlemesini istiyoruz. Demokratik bir cumhuriyet hedefimiz olsun. Bu topraklarda Türk, Kürt, Alevi ve Sünni var. Tüm bu çeşitliliğe uygun bir yaklaşım sergileyebilirsek, doğru bir noktaya ulaşabiliriz. Hepimiz bu ülkenin yurttaşlarıyız.

“HERKES DAHA CESUR OLMALI”

Demokratik bir Türkiye geçmişte hayal olarak görülüyordu, ancak artık bu hayal gerçeğe dönüşüyor. Tarihi bir dönemde bulunuyoruz ve bu dönemde güven inşa etmek büyük önem taşıyor. Güveni tesis etmek için hepimizin sorumluluk alması gerekiyor. Özellikle AK Parti ve iktidar ortağına büyük görevler düşüyor. Tüm siyasi partilerin de bu süreçte aktif bir rol üstlenmesi gerekiyor. Bu noktada, deneyimli isimlerin süreçte daha fazla ses vermesi ve katkı sunması önem taşıyor. Bu süreç yalnızca DEM Parti’nin sorumluluğunda değildir; herkes daha cesur olmalı.

Sahadayız ve gece gündüz demeden çalışıyoruz. Toplumsal rızayı artırmak için çaba sarf ediyor, bu kutsal davayı her platformda anlatıyoruz.

“MUHALEFET İÇİNDE KIYMETLİ ÇABALAR MEVCUT”

MHP’nin de kendi tabanına süreci anlatmak için çaba gösterdiği gözlemleniyor. Muhalefet partileri içerisinde de önemli çabalar mevcut. Ancak gittiğimiz her yerde halk, “Aylardır süreç başladı, peki iktidar neden bu kadar çekingen? Neden sahada yok?” gibi sorular soruyor. Seçim zamanı gelip oy isteyenler, şimdi neden Siirt’in Şirvan’ına, Kars’ın Digor’una uğramıyor? Barış için toplumsal rızayı artırmak onların da görevi değil mi?” diye soruyor. Biz de bu soruları soruyoruz.

Buradan iktidara bir kez daha sesleniyoruz: Toplumsal rızayı artırmak yalnızca bizim işimiz mi? Düşüncemiz nettir: AKP de daha fazla sorumluluk alabilir ve cesaretle konuşabilir. Çözüm dilini daha fazla kullanarak bu sürece katkı sunabilir.

“GÜVEN VERİCİ ADIMLAR ATILMALI”

Güven yalnızca sözlerle tesis edilmez; güven verici adımlar atılmalıdır. Bugün barışı konuşurken bir yandan büyük bir acı yaşıyoruz. Hasta mahpuslar konusu acı bir gerçek. 415 günde bin 26 hasta tutuklu yaşamını yitirmiş durumda. Tedavi edilselerdi belki bugün hayatta olacaklardı. Her gün neredeyse iki cenaze çıkıyor.

HASTA TUTUKLULAR ÇAĞRISI

Keyfi nedenlerle cezaevinde kalan binlerce insan, adalet duygusunu zedelemekte. Bu nedenle infaz kanununun yeniden düzenlenmesi ve cezaevlerinin boşaltılması gerekmekte. Cezaevindeki tutsakların ailelerinin çifte bayram yapması gerektiğini savunuyoruz.

Kayyum uygulaması demokrasinin karşısındadır. Barışın konuşulduğu bir süreçte Türkiye’nin bu kayyum belasından kurtulması şart. Eskinin diliyle yeni bir dil oluşturulamaz. Medyanın dili acilen değişmeli; hala süreçle uyumsuz zehirli bir dil kullanılıyor. Herkes, futbolu ya da psikolojiyi yorumlamakla kalmıyor, Kürt meselesini de ele alıyor. Türkiye bu tür yaklaşımlardan kurtulmalıdır. Hem biz hem de tabanımız bu durumdan son derece rahatsız. Sorunun çözümü için medya dili değişmelidir. Barış, dilde başlar ve toplumda hayat bulur.

“DERDİMİZ TÜRKİYE’NİN DEĞERLERİYLE DEĞİL”

Bu ülkenin başkenti, dili ve bayrağıyla hiçbir sorun yaşamadığımızı net bir şekilde ifade ediyorum. Endişeleri olanların sesini duyuyorum; “Bunlar değilse siz ne istiyorsunuz?” diye soruyorlar. Derdimiz, Türkiye’nin değerleri değil, rejimin demokratik olmayan karakteridir. Rejimin eşit yurttaş saymayan yapısıdır. Altını çizerek belirtmek isterim ki, biz devlet artı demokrasi formülünü öneriyoruz.

Kürt’ün dilinin, kültürünün ve varlığının dışlanmadığı, Alevi’nin eşit yurttaş olduğu bir ülke talep ediyoruz. Demokratik, eşit vatandaşlık arzuluyoruz. Bunda kimseyi rahatsız edecek bir durum var mı? Farklılıklarımızın zenginlik olarak görülmesini istiyoruz. Birbirimizden farklı olmamız, üstünlük değil; aynı topraklar üzerinde yaşamak demektir. Farklılıkları nedeniyle cezaevine atılanlar olmamalı. Bu topraklar hepimizin ortak vatanıdır.

Bazı vatandaşlar soruyor; “Demokrasiyi hedeflemeden barış olur mu?” Bizler bu sürecin menzilini demokrasi ve hukuk olarak belirledik. Bu sürecin özünde eşit bir kardeşlik hukuku ve demokratik toplumsal mutabakat bulunmaktadır. Barış, demokratik topluma ulaşmamızı sağlayacak en önemli köprüdür. Bu köprüyü birlikte inşa etmeliyiz. Çünkü barış, herkesin hakkıdır; solcuların, sekülerlerin, sağcıların, muhafazakarların ve milliyetçilerin de.

“CUMHUR İTTİFAKI’YLA İŞ BİRLİĞİ” AÇIKLAMASI

Bazıları sürekli olarak, “MHP ve AKP ile iş birliği mi yapacaksınız?” gibi sorularla gelmekte. Barış ve demokrasi, bizim için de Cumhur İttifakı için de çok daha önemlidir. Barış ve demokrasi yolunda ucuz siyasi hesapları reddediyoruz. Toplumun ve siyasetin barış ihtiyacını çözmeye kararlıyız. Herhangi bir arkadaşımız konuştuğunda linç ediliyor. Doğru ya da yanlış bakmaksızın. Utanmasalar, “Çatışmalar sürsün, gençlerimizin cenazeleri gelsin” diyecekler. Bu ülkenin gençlerinin tabutlarını taşımak istemiyoruz; barışı omuzlamak istiyoruz. Yaşamın kutsallığına inanıyoruz.

Barış, yalnızca Kürtlerin değil, barış tüm 86 milyonun hakkıdır ve buna sahip çıkmalıyız. Sayın Öcalan’ın kardeşlik hukuku çağrısı, yeni ve kalıcı bir toplumsal sözleşmenin ruhunu yansıtmaktadır.

Biz kesinlikle pazarlık unsuru değiliz ve olmayacağız. Bu süreç de o şekilde değildir. Biz demokratik sürecin kurucu unsuruyuz. Bizden daha demokratik bir zemin mi var? Demokrasi rotasına sahip olanlara elimizi uzatır, barışa gönül verenlere de yüreğimizi açarız. Ancak bu iki unsuru taşımayanların karşısında da mücadele ederiz. Herkesi barış etrafında buluşmaya davet ediyoruz; bu davet son derece kutsaldır.

Bakırhan: Barış İçin Cesur Olmalıyız!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Turkiyex Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin