1. Haberler
  2. TEKNOLOJİ
  3. Genetik Devrim: İnsanlığın Geleceği Yeniden Şekilleniyor

Genetik Devrim: İnsanlığın Geleceği Yeniden Şekilleniyor

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ünlü girişimci Herbert Sim, 20 yılı aşkın süredir “Transhumanism.com” ve “GeneticsTechnology.com” gibi alan adlarını tescil ettirerek dikkatleri üzerine çekti. CNBC’ye verdiği röportajda, biyoteknolojideki öncü şirketlerin insan olmanın sınırlarını zorlayarak hem hastalıkları iyileştirdiğini hem de insan potansiyelini yeniden tanımlama fırsatı sunduğunu ifade etti. Sim, bu alandaki öncülerden biri olarak sentetik biyoloji ve evrimsel yenilikleri bir araya getiren Colossal Biosciences’i örnek gösterdi.

Colossal Biosciences, yünlü mamut gibi soyu tükenmiş türleri yeniden hayata döndürme çabalarıyla tanınırken, son dönemde Buzul Çağı’nın efsanevi yırtıcısı dire wolf (korkunç kurt) üzerindeki çalışmalarıyla da dikkat çekiyor. Şirket, CRISPR gibi gelişmiş gen düzenleme tekniklerini kullanarak yalnızca nesli tükenmiş hayvanları klonlamakla kalmıyor, aynı zamanda fosil kalıntılarından elde edilen DNA parçalarını mühendislik yöntemleriyle yeniden inşa ediyor.

Bu çalışmaların amacı, sadece kaybolmuş türleri geri getirmekle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda genlerin davranış, fizyoloji ve hayatta kalma üzerindeki etkilerini anlama çabası da içeriyor. Bu tür bilgiler, insan dayanıklılığı ve adaptasyonu konusunda yeni stratejilerin geliştirilmesine katkıda bulunabilirken, tıp ve insan gelişiminde de önemli ilerlemelere kapı aralayabilir.

Herbert, genetik transhümanizmin bir diğer ilginç yönünün denizanalarının DNA’sı olduğunu belirtiyor. Özellikle biyolüminesans (ışık saçma) özelliklerine sahip genler üzerinde yoğunlaşan araştırmalar, bilim insanlarının bu genleri bitkiler, domuzlar, tavşanlar ve hatta insan hücrelerine yerleştirerek çeşitli deneyler yapmalarını sağlıyor.

Karanlıkta parlamak ilk bakışta sıradan bir fikir gibi görünse de, bu teknolojinin potansiyeli oldukça büyüktür. Biyolüminesan genetik işaretleyiciler, tıbbi araştırmalarda hücresel süreçlerin gerçek zamanlı olarak izlenmesini sağlarken, gelecekte gelişmiş gece görüşü, invaziv olmayan teşhis yöntemleri ve düşük ışıklı ortamlarda güvenli hareket gibi pratik uygulamalara dönüşebilir.

Herbert, bu genetik müdahalelerin biyolojik sınırları aşma konusundaki güçlü örnekler sunduğunu belirtiyor. İnsanların hastalıklara karşı doğal direnç kazanması, yaşlanmanın yavaşlaması veya tersine çevrilmesi ve bilişsel ile fiziksel yeteneklerin giderek karmaşıklaşan dünya ile uyumlu hale getirilmesi gibi senaryoları hayal etmekte. Bu vizyon, transhümanist düşüncenin temelini oluşturuyor ve akıl ile teknolojiye dayalı sürekli gelişim inancını yansıtıyor.

Ancak bu konuda eleştirmenler de mevcut. Genetik müdahalelere ilişkin etik kaygılar sıklıkla gündeme geliyor ve öngörülemeyen sonuçlar veya toplumsal eşitsizlikler konusundaki endişeler dile getiriliyor. Herbert, bu kaygıların ciddiyetle ele alınması ve kapsamlı bir denetim ile kapsayıcı bir diyalog yoluyla değerlendirilmesinin önemli olduğunu kabul etmekle birlikte, bu teknolojilerin sunduğu derin potansiyele de dikkat çekiyor.

“Kalıtsal hastalıkların önlenmesi, insan vücudunun başka gezegenlerde yaşamaya uygun hale getirilmesi gibi genetik ilerlemeler, sadece gelişim değil, aynı zamanda hayatta kalma meselesidir,” diyor Herbert. Colossal gibi şirketler ve biyolüminesans genlerine yönelik devam eden araştırmalar, yeni bir çağın başlangıcını simgeliyor. Transhümanist ideallerle şekillenen bu çağ, insanları geleneksel sınırların ötesinde düşünmeye teşvik ediyor.

“Genetiğin gücünden yararlanırken, bunu kibir veya gösteriş amacıyla değil, ortak geleceğimize dair net bir anlayışla gerçekleştirmeliyiz. Transhümanizm, en ideal haliyle, süper insan olmaya çalışmak değil, insanlığın değişen dünyada gelişmeye, uyum sağlamaya ve varlığını sürdürmeye devam etmesini garanti altına almakla ilgilidir,” diye ekliyor Herbert.

Ayrıca, sosyal medyada 3 milyondan fazla takipçisi bulunan teknoloji girişimcisi Herbert Sim, “Neurochip.com” alan adının da sahibi. Bu alan adı, Neurochip teknolojisinin Naweed Syed tarafından 2010’da icadından 11 yıl, Elon Musk’ın Neuralink şirketini kurmasından ise 17 yıl önce, 1999 yılında tescillenmiştir.

Genetik Devrim: İnsanlığın Geleceği Yeniden Şekilleniyor
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Turkiyex Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin