Riyad’da Körfez İşbirliği Konseyi, Budapeşte’de Türk Devletleri Teşkilatı toplantısı, Brüksel’de Avrupa Birliği, Kahire’de D8 zirvesi…
Her gün, dünya genelindeki liderlerin ve onlara eşlik eden diplomatik heyetlerin önemli uluslararası toplantılarda yer aldığını ve belki de milyonlarca insanın yaşamını etkileyen kararlara imza attıklarını görmekteyiz.
Peki, üst düzey diplomatlar, uzun seyahatlerin etkisinden muaf mı? Yoğun programları, karar alma süreçlerini olumsuz etkileyebilir mi?
1992 yılında ABD Başkanı George H.W. Bush’un Japonya ziyaretinde bir yemek sırasında aniden rahatsızlandığı ve hem kendi hem de Japon Başbakanı Kiichi Miyazawa’nın üzerine kusmak zorunda kaldığı bir olay yaşandı. Bush, 12 gün süren Asya turu boyunca 41 bin kilometre yol almış ve iki ülke arasındaki saat farkının yedi saati aştığı uçuşlar gerçekleştirmişti.
Ayrıca, ABD Dışişleri Bakanı John Foster Dulles, 1956 yılında Mısır ile imzalanan Aşvan Barajı anlaşmasını iptal ettiğini, bu kararın uzun yolculuklar sonucu meydana gelen jet lag etkisiyle alındığını ifade etmişti.
Jet lag nedir?
Eski ABD Suriye Özel Temsilcisi ve Türkiye Büyükelçisi James Jeffrey, deneyimli diplomatlar Hasan Göğüş, Selim Yenel ve Engin Soysal, BBC Türkçe‘ye jet lag hakkında bilgi verdi.
Jet lag nedir?
Jet lag, uzun mesafeli seyahatler sırasında, iki ülke arasında saat farkı olduğunda vücudun yeni zaman dilimine uyum sağlayamaması nedeniyle ortaya çıkan bir rahatsızlık olarak tanımlanıyor. Vücudumuzun uyku-uyanıklık döngüsü ‘sirkadyen ritim’ olarak adlandırılıyor ve bu ritim, bulunduğumuz yerin gün ve gece döngüsüne uyum sağlamazsa rahatsızlık yaşanabiliyor.
Özellikle yolculuk yapılan iki ülke arasındaki saat farkı dört saatten fazlaysa, jet lag etkisi daha belirgin hale geliyor. Bu durumda kişilerde uykusuzluk, yorgunluk, sindirim problemleri, zihinsel ve fiziksel görevleri yerine getirme güçlüğü, duygusal dalgalanmalar, sinirlilik, konsantrasyon eksikliği ve baş ağrısı gibi belirtiler görülebiliyor.
Bilimsel araştırmalar, sirkadyen ritimdeki bozukluğun bilişsel yeteneklerde de azalmaya neden olduğunu ortaya koyuyor. Portekiz Minho Üniversitesi’nden Dr. Joana Dernandes Coutinho ve arkadaşları, 2015 yılında jet lag’in beyin üzerindeki etkilerini inceleyen bir çalışma gerçekleştirdi. Araştırma, jet lag yaşayan katılımcıların, dikkat ve duygusal tepkileri düzenleyen beyin bölgelerinin etkilendiğini gösterdi.
Diplomatlar jet lag yaşıyor mu?
Diplomatlar için bilişsel becerilerin önemi büyük. Peki, bu etkilere maruz kalıyorlar mı? ABD’li diplomat James Jeffrey, Amerikalı diplomatlar için jet lag’in önemli bir sorun olduğunu belirtiyor. Jeffrey, kritik toplantıların genellikle denizaşırı ülkelerde yapıldığını, 18 saate kadar varan yolculukların gerektiğini ve bu durumun jet lag etkisini artırdığını ifade ediyor.
Bir Amerikan diplomatın genellikle gece boyunca seyahat edip sabah varmak zorunda olduğunu ve toplantılara katılmasının beklendiğini aktaran Jeffrey, akşamları da önemli yemek ve resepsiyonlara katıldıklarını belirtiyor. Bu durumun ise yorgunluk ve baskıyı artırdığını vurguluyor.
Uzun yolculukların aynı zamanda uçaklardaki mikropların yanı sıra kanda pıhtı oluşumu gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ifade eden Jeffrey, diplomatların bazen dinlenmek için önemli toplantıları iptal etmek zorunda kaldığını dile getiriyor. Jeffrey, diplomatların karar anlarında “en iyi hallerinde olmayabileceklerini” söylüyor.
Deneyimli diplomat Selim Yenel ise jet lag’in çok büyük sorun yaratmadığını, ancak ardışık yapılan yolculukların daha fazla etki yarattığını belirtiyor. Yenel, Aralık 2011 – Ocak 2017 tarihleri arasında Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) Büyükelçisi olarak görev yaptığını ve bu süreçte yapılan yolculukların kendilerini yorduğunu ifade ediyor. Peru ziyaretinde de saat farkı nedeniyle uyku sıkıntısı yaşadığını, ancak bunun büyük menfi etkisi olmadığını aktarıyor.
Yenel, diplomatik toplantıların öneminin getirdiği heyecan ve görev bilincinin jet lag’den daha ağır bastığını da ekliyor.
Karar almaya etkisi var mı?
Büyükelçi Hasan Göğüş, jet lag’in etkisinin günümüzde daha az olduğunu, bunun sebebinin ise heyetlerin çoğunlukla özel uçaklarla seyahat etmesi olduğunu belirtiyor. Özel uçaklarda diplomatların dinlenebildiğini, ticari uçakla seyahat edenlerin ise jet lag’den daha fazla etkilendiğini ifade ediyor.
Göğüş, Washington’da iki gün kaldıktan sonra üçüncü gün Moskova’ya gidişinde zorlandığını anlatıyor. Bu durumun insanın zindeliği ve zihinsel berraklığı üzerinde etkili olabileceğini düşünüyor.
Jet lag’in karar alma süreçlerini etkileyip etkilemediği sorusuna Göğüş, eski ABD Dışişleri Bakanı Dulles’in anektodunu “abartılı bir beyan” olarak yorumluyor. Anlaşmalardan çekilme ya da imzalama kararlarının “tek başına alınan kararlar olmadığını” vurguluyor.
Büyükelçi Engin Soysal, 2007 yılında Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref’in helikopterinin düşüşü esnasında son anda değişiklik yaparak o helikoptere binmediğini hatırlatıyor. Soysal, jet lag’in yanı sıra güvenlik sorunlarının ve beklenmedik olayların diplomatlar için zorluklar oluşturduğunu ifade ediyor. Karar alma sürecinde koordinasyonun önemine dikkat çeken Soysal, gelişmiş ülke ziyaretlerinde ön heyetin hazırlıklarının güvenli bir şekilde hazırlanmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor.
Soysal, zaman farkından kaynaklanan kafa karışıklıklarının olabileceğini, bir ziyaret sırasında yanlışlıkla bir toplantıya erken gittiğini anlatıyor. Diplomatların, bu tür durumlara hazırlıklı ve dayanıklı olmaları gerektiğini ekliyor.
Eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in müsteşarlığını da yapmış olan Soysal, bu görev süresince zorlu yolculuklar yaptığını ve üst düzey bir görev üstlendiğinizde gerekli önlemleri almanız gerektiğini belirtiyor.
Jeffrey, diplomatların işlerini sevdiğini, rekabetçi bir yapıya sahip olduklarını ve motivasyonlarının yüksek olduğunu belirterek, fiziksel ve zihinsel baskılara iyi hazırlık yapabilen kişiler olduklarını ifade ediyor.
Diplomatlar jet lag ile nasıl baş ediyor?
Peki, diplomatların jet lag ile başa çıkmak için özel yöntemleri var mı? Jeffrey, jet lag’in ve yolculukların yarattığı sorunların “açık bir çözümü olmadığını” düşünüyor.
Büyükelçi Hasan Göğüş, gidilecek güzergahın saatine uyum sağlamanın jet lag’in etkisini azalttığını savunuyor. Örneğin, bulunduğunuz yerde saat 20:00 iken kolundaki saat Türkiye’de gece 02:00’yi gösteriyorsa, bu durumda ziyaret sırasında 00:00’a kadar ayakta kalmanın adaptasyon sürecini kolaylaştıracağını ifade ediyor.
Yenel, mümkünse toplantılara bir gün önceden gitmenin faydalı olduğunu düşünüyor. Ayrıca yeni nesil uçakların konforunun da