KADINLARDA idrar kaçırma sorununun, yaşa ve doğum sayısına bağlı olarak arttığını belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Murat Ekin, modern cerrahi yöntemler sayesinde bu problemin kalıcı olarak çözülebileceğini ve başarı oranının yüzde 90’ları aştığını ifade etti. Prof. Dr. Ekin, “Birçok kadın bu durumu utanarak gizlemekte ya da yaşlılığın kaçınılmaz bir sonucu olarak kabullenmektedir. Ancak zamanında müdahale ile yaşam kalitesinin önemli ölçüde artırılması mümkündür.” şeklinde konuştu.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Prof. Dr. Ekin, özellikle yaş ve doğum süreçlerinin etkisiyle ortaya çıkan idrar kaçırma probleminin, çaresizlik veya utanç duygusuyla göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. Bu sorunun yüzde 90’a varan cerrahi başarı oranları ile kalıcı bir şekilde tedavi edilebileceğini belirten Prof. Dr. Ekin, kadınların bu konuya dair farkındalık geliştirmelerinin önemine dikkat çekti. Erken müdahale ve yenilikçi cerrahi yöntemler hakkında bilgi verdi.
‘İDRAR KAÇIRMA İKİ TİPTE GÖRÜLÜYOR’
Kadınlarda görülen idrar kaçırmanın iki ana tipinin bulunduğunu açıklayan Prof. Dr. Ekin, “Birincisi stres tipi idrar kaçırmadır. Öksürme, hapşırma veya ağır kaldırma gibi karın içi basıncının arttığı durumlarda görülmektedir. İkincisi ise sıkışma tipi idrar kaçırmadır; bu durumda hasta aniden gelen idrar hissiyle tuvalete yetişemeden idrarını kaçırır. Bu tip genellikle daha büyük hacimlerde idrar kaybıyla seyreder.” dedi. İdrar kaçırmanın yaygın olmasına rağmen, birçok kadının doktora başvurmaktan çekindiğini belirten Prof. Dr. Ekin, “Kadınlar bu durumu çoğu zaman gizlemekte ya da doğal bir yaşlanma süreci olarak kabullenmektedir. Ancak zamanında müdahale ile yaşam kalitesinde önemli bir artış sağlanabilir.” ifadelerini kullandı.
‘İDRAR KAÇIRMA GENİTAL ORGAN SARKMALARIYLA BİRLİKTE GÖRÜLÜYOR’
İlk basamak tedavilerinde davranışsal değişiklikler, pelvik taban kas egzersizleri, bazı fizik tedavi yöntemleri ve ilaç tedavilerinin etkili olabileceğini belirten Prof. Dr. Ekin, “İleri düzeyde ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen durumlarda cerrahi yöntemlere başvuruyoruz. En yaygın olarak kullandığımız yöntem, idrar borusunun altına yerleştirilen askı işlemidir. Bu yöntemin başarı oranı yüzde 90’lara kadar çıkabilmektedir. Ayrıca, idrar borusunun çevresine uygulanan hacim arttırıcı enjeksiyon tedavileri de mevcuttur. Kadınlarda idrar kaçırma genellikle genital organ sarkmalarıyla birlikte görülmektedir. Bu sarkmalar düzeltildiğinde, idrar kaçırma şikayetleri de büyük ölçüde ortadan kalkmaktadır. Vajinal, Laparoskopik veya robotik yöntemlerle gerçekleştirilen ameliyatlar sayesinde hastalarımıza konforlu bir yaşam sunma fırsatına sahip oluyoruz.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
CERRAHİ TEDAVİLERLE YÜKSEK BAŞARI ORANLARI ELDE EDİYORUZ
Son olarak, idrar kaçırma sorununun yaşam kalitesini olumsuz etkileyen fakat çözümsüz bir durum olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Ekin, “Cerrahi tedavilerle oldukça yüksek başarı oranları elde etmekteyiz. Kadınların bu durumu kabullenmek yerine, çözüm yollarını aramaları gerekmektedir. Çünkü çözüm mevcuttur.” dedi.