Bilim insanları, bir sonraki pandeminin, uzun süredir çiftliklerde dolaşan bir virüs olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Araştırmacılar, hastalığın nasıl geliştiğini inceleyerek, ABD’nin kuş gribinin insan pandemisine dönüşme potansiyeline dair eksik gözlemler nedeniyle uyarılarda bulunuyor. Bu durum, ciddi bir tehdit oluşturabileceği endişesini beraberinde getiriyor.
H5N1 kuş gribi, şu anda Avustralasya dışında tüm kıtalarda tespit edildi. Antarktika’da penguenlerde ve Orta Doğu’da develerde de görüldüğü kaydedildi.
Bu hastalık, 50 ABD eyaletinin tamamında vahşi kuşlar ve memelilerde görüldü. ABD Tarım Bakanlığına göre, kuş gribi kanatlı hayvan çiftliklerine de sıçradı ve binden fazla sığır sürüsünde tespit edildi. Ayrıca, en az 70 insana bulaşan virüs nedeniyle bir kişi hayatını kaybetti.
Johns Hopkins Bloomberg Kamu Sağlığı Okulu’ndan epidemiyoloji uzmanı Dr. Caitlin Rivers, kuş gribiyle ilgili mücadele çabalarında, hem Başkan Donald Trump hem de Joe Biden dönemlerinde önemli fırsatların kaçırıldığını vurguluyor.
Özellikle, eyaletler arasında canlı hayvan taşımaya dair farklı kuralların uygulanmasının, hastalığın yayılmasına katkı sağladığını belirtiyor.
Rivers, “Kuş gribi geçici bir sorun değil. Bu durumun kendi kendine geçeceği yanılgısı vardı. Şu anda yönetilmesi gereken bir sorun olduğu anlaşılmakta.” ifadelerini kullanıyor.
Kuş gribi bir sonraki pandemi olabilir mi?
Salgın hastalık uzmanları, yalnızca ABD’nin değil, tüm dünyanın bu duruma hazırlıksız olduğunu kaygıyla ifade ediyor.
Toronto Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Profesör Kamran Khan, “Eğer kuş gribi sürekli evrim geçirirse ve diğer memelileri enfekte etme yeteneği kazanırsa, bu durumun ABD’deki mevcut hayvan salgınının yeni bir pandeminin tetikleyicisi olabileceği konusunda ciddi endişeler var.” diyor.
Khan, “H5N1’in tarihsel olarak insanlarda tehlikeli bir virüs olduğu bilinmektedir.” diyerek bu durumu destekliyor.
2003 Kasım’dan bu yana, Dünya Sağlık Örgütü’ne 700’den fazla H5N1 enfeksiyonu vakası bildirildi. Bu vakalar, özellikle 15 farklı ülkede tespit edildi.
Endonezya, Vietnam ve Mısır, en yüksek insan vakası bildiren ülkeler arasında yer alıyor.
Kuş gribi yeni bir sorun değil, fakat bilim insanları şu anda üç ana nedenle kaygılı. Birincisi, çiftliklerden, çiftlik çalışanlarına ve vahşi yaşam alanlarından evcil hayvanlara geçen enfekte memeli türlerinin sayısının artması. İkincisi, insanlarla yakın temas halindeki süt inekleri sürülerinde virüsün yayılma hızının artması. Üçüncüsü ise, yeni Trump yönetimiyle birlikte kamu sağlığı alanında yaşanan belirsizlikler. Enfeksiyon hastalıkları konusunda uzman pek çok çalışanın işten çıkarılması, kuş gribi test programlarının askıya alınmasına neden oldu. Ayrıca, yabancı tarım işçileri üzerindeki baskı, sınırdışı edilme korkusu nedeniyle test yaptırmaktan kaçınmalarına yol açıyor.
İnsanlar kuş gribine yakalanabilir mi?
Hayvandan insana geçen bir hastalığın pandemi potansiyeli, insandan insana geçişle doğru orantılıdır. Kuş gribinde, bildiğimiz kadarıyla bugüne kadar böyle bir durum yaşanmamıştır.
Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü’ne (WOAH) göre Nisan ayında Latin Amerika, Asya ve Avrupa’daki kuşlarda 44’ten fazla salgın görüldü.
Aralık 2024’ten bu yana, ABD, İngiltere, Hindistan, Meksika, Kamboçya ve Vietnam’da insanlarda H5N1 vakaları tespit edildi.
Kuş gribi, yıllardır insanların sağlığını tehdit eden bir virüs olmuştur. Ancak şu anda türler arasındaki engellerin daha sık ve hızlı bir şekilde aşılması endişeleri artırıyor.
Dr. Rivers, “Biyolojik anlamda, bu durum türler arasındaki bariyerin aşılmasıyla ilgili büyük sıçramalar anlamına geliyor. Sadece ördeklerden güvercinlere geçiş değil. Virüsün büyümesi ve insan sağlığı için bir tehdit oluşturma ihtimali her geçen gün artıyor.” diyor.
Dr. Rivers, virüs kontrol altına alınmadığı takdirde, “ani bir güncelleme” yaşanabileceği konusunda uyarıyor.
“Değişmeyi ve adapte olmayı seven bir virüs olduğu biliniyor. Uzun süredir etrafta dolaşırken kendini adapte edebileceği birçok yol var. Bu, ivme kazanan bir süreç olabilir.” şeklinde görüş bildiriyor.
Kuşlar uluslararası sınır tanımıyor ve bilim insanları, bahar aylarındaki kuş göçlerinin bu durumu daha da hızlandırabileceğinden endişe ediyor.
Kuş gribi aşısı var mı?
Çiftlik hayvanlarının aşılanması, tartışmalı bir konu olma özelliğini sürdürüyor. Hayvanlarını itlaf etmek zorunda kalan çiftçiler, kazlardan tavuklara kadar kanatlı hayvanlarını aşılamak istiyor, ancak bu basit bir süreç değil.
İngiltere’deki Pirbright Enstitüsü’nden Kuş Gribi ve Newcastle Hastalık Grubu Başkanı Dr. Munir Iqbal, etkin kitlesel aşılama yapmanın zorlu bir iş olduğunu ifade ediyor. Aşıların tükeneceği ve bazı çiftliklerin kısmen aşılanacak olması, hayvanların direnç geliştirmesine yol açabilir.
Örnek vermek gerekirse, Fransa’da ördeklerin aşılanmasıyla enfeksiyon sayısının düştüğü, virüsün dolaşımının zayıfladığı belirtiliyor; ancak bu durum sadece bölgesel bir etki sağlamış durumda.
Avrupa Birliği, tüm ülkelerde aşılama yapılabilmesi için bir rehber hazırlıyor. Ancak aşılı kuşlar bile virüsü taşıyabilir ve bu durum vahşi kuş nüfusuna yeniden virüs aktarabilir.
ABD hükümeti, uzun süredir kanatlı hayvanların aşılanmasına karşı çıkıyordu. Bunun, Amerikan gıda zincirine aşıların dahil edilmesi ve ihracat yasaklarının gelmesi korkusuyla ilgili olduğu ifade ediliyor. Ancak, ABD Tarım Bakanlığı kısa süre önce güncellenmiş bir H5N1 aşısının kullanımına koşullu onay verdi.
İnsanlar aşılanabilir mi?
ABD ve diğer ülkelerdeki kamu kuruluşları, insanlar için milyonlarca doz kuş gribi aşısı stoğu yapıyor. Dr. Khan, bu aşıların sadece yüksek riskli bölgelerde, hayvanlarla yakın temas halinde olan işçilere uygulanacağını belirtiyor.
Khan, “Eğer bu durum pandemi düzeyinde bir grip virüsüne dönüşürse, virüsün belirli bir varyantı yeni bir aşı geliştirilmesine zemin hazırlayacak ve yeni bir aşı gerekli düzeylerde üretilecektir.” ifadesini kullanıyor.
Bu süreç zaman alacak, ancak mevcut aşı stoklarının bir ara çözüm sunabileceği öngörülüyor. Khan, “Şu anda elimizde bazı aşılar mevcut ve bu mükemmel bir çözüm olmayabilir, fakat pandeminin ilk dönemlerinde belli bir bağışıklık sağlayabilir.” şeklinde açıklama yapıyor.