Wroclaw yakınlarındaki bir askeri eğitim sahasında, Polonya’nın çeşitli kesimlerinden gelen vatandaşlar, silah teslim almak ve ateş etme tekniklerini öğrenmek için sıraya girmiş durumda.
Kamuflaj giysileriyle eğitim veren bir Polonyalı asker, “Mermi yüklendiğinde, silah ateşe hazırdır” diyerek katılımcılara bilgi veriyor.
Yaşlısı, genci, kadını ve erkeğiyle birçok kişi burada toplanmış; hepsinin ortak amacı, olası bir silahlı saldırıda nasıl hayatta kalacaklarını öğrenmek.
Cumartesi sabahları yayımlanan “Orduyla Eğitim” programında, atış poligonunun yanı sıra göğüs göğüse muharebe, ilk yardım ve gaz maskesi kullanımı gibi konular da öğretilmekte.
Projenin koordinatörü Yüzbaşı Adam Sielicki, “Artık tehlikeli zamanlardayız, hazır olmamız gerekiyor. Rusya’dan gelen askeri tehditlere karşı hazırlık yapıyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Yüzbaşı Sielicki, programın büyük bir ilgi gördüğünü ve Polonya hükümetinin, ülkedeki tüm yetişkin erkeklerin eğitim almasını sağlayacak şekilde bu programı genişletmeyi planladığını ifade etti.
Rusya ve Ukrayna ile sınır komşusu olan Polonya, bu yıl savunma harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılasının neredeyse %5’ine ulaşacağını belirtiyor. Bu oran, NATO’daki en yüksek rakam olarak dikkat çekiyor.
Başbakan Donald Tusk, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada Polonya’nın “bölgedeki en güçlü orduyu” oluşturmayı hedeflediğini vurguladı.
Varşova, ABD, İsveç ve Güney Kore’den uçak, gemi, topçu sistemleri ve füzeler satın alma sürecine girdi.
Dariusz, Wroclaw’daki cumartesi kursuna katılanlar arasında yer alıyor ve Polonya’nın bir saldırıya uğraması durumunda “ilk” gönüllü olacağını belirtiyor:
“Tarih bize kendimizi savunmaya hazır olmamız gerektiğini öğretti. Başka kimseye güvenemeyiz. İttifaklar bugün var, yarın bozulabilir.” diye ekliyor.
Bartek ise gaz maskesini çıkarırken, Polonya’nın büyük çoğunluğunun olası bir saldırı durumunda silahlanacağını ve ülkeyi savunmaya hazır olacağını savunuyor.
Agata, arkadaşıyla birlikte eğitime katılıyor ve Donald Trump‘ın ABD başkanı seçilmesinin insanların endişelerini artırdığını dile getiriyor:
“O [Avrupa’dan] çekilmek istiyor. Bu nedenle kendimizi daha güvensiz hissediyoruz.” diyerek durumu özetliyor.
“Hazırlıklı olmazsak ve Rusya bize saldırırsa, onların tutsağı oluruz.” şeklindeki endişeleri, Varşova’daki yetkililer arasında da yankı buluyor.
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Şubat ayında Polonya’ya yaptığı ziyarette, kıtadaki ABD askeri varlığının “sonsuz” olmayabileceğini belirtti.
Şu anda Polonya’da 10 bin ABD askeri bulunuyor, ancak Washington, Polonya’nın doğusundaki Rzeszow şehrindeki önemli bir askeri üsten çekildiğini duyurdu. Yetkililer, birliklerin Polonya içinde yeni konumlara yerleştirileceğini belirtse de bu durum, ülkede huzursuzluğa neden olmuş durumda.
Donald Trump‘ın Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’e karşı tutumu ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yönelik olumlu ifadeleri, endişeleri artıran etkenlerden biri oldu.
Fransa ile güvenlik anlaşması
Polonya’nın önümüzdeki günlerde Fransa ile bir savunma anlaşması imzalaması bekleniyor; Birleşik Krallık ile başka bir anlaşmanın da yolda olduğu bildiriliyor.
Tüm bu gelişmeler, Varşova’nın Washington ile olan tarihi askeri bağlarından uzaklaşma çabası olarak değerlendiriliyor.
Polonya’nın Fransız ordusunun “nükleer şemsiyesi” altına alınması da gündemde.
NATO’daki daimi temsilcisi ve başkanlık savunma danışmanı Tomasz Szatkowski, “Bence [Trump] güvenliğimiz hakkında daha yaratıcı düşünmemiz için bizi kesinlikle zorladı.” ifadesini kullanarak, “ABD Polonya’yı kaybetmeyi göze alamaz, çünkü bu bir işaret olurdu…” dedi.
Szatkowski, “Ancak başka seçenekler düşünmeli ve kendi yeteneklerimizi geliştirmeliyiz.” diye ekledi. “Ruslar Avrupa’ya yönelik saldırgan niyetlerini sürdürürse, ilk biz olacağız – kapı bekçisi.” dedi.
Polonya’nın hızlı askeri birikimini, jeopolitik duruma ve tarihsel deneyimlere dayandıran Szatkowski, Rus işgalinin acı mirasının ülke genelinde hissedildiğini vurguladı.
Varşova’daki bir bakım evinde yaşayan 98 yaşındaki Wanda Traczyk-Stawska, Rus güçlerinin Polonya’ya son işgalini hatırlıyor ve o dönemde yaşananları aktarıyor.
1939’da, Stalin ve Hitler arasında yapılan bir anlaşma sonucunda Polonya’nın Sovyetler Birliği ve Nazi Almanyası tarafından paylaşıldığını belirtiyor.
“1939’da 12 yaşındaydım. Babamın Ruslar konusunda son derece endişeli olduğunu hatırlıyorum.” diyor Wanda.
Bir rafta, 1944 Varşova Ayaklanması sırasında Polonyalı yeraltı güçlerinin şehirdeki yıkıntılar arasında Alman Ordusuyla savaşırken çekilmiş bir fotoğrafı bulunuyor.
İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarında Almanları geri püskürttükten sonra, Sovyetler Birliği Polonya’da 1989’a kadar süren Moskova yanlısı bir rejim kurmuştur.
Halen Polonya silahlı kuvvetlerinde yaklaşık 216 bin asker bulunmakta ve hükümet, bu sayıyı yedek askerlerle birlikte yarım milyona çıkarmayı planladığını ifade ediyor. Bu da Polonya’yı ABD’den sonraki en büyük ikinci NATO ordusuna sahip bir ülke haline getirecek.
Wanda, Polonya ordusunun güçlenmesini olumlu bulup bulmadığına dair soruya, “Elbette, evet. Rusya’nın tarihinde bu saldırganlık yazılı.” şeklinde yanıt veriyor.
Wanda, “Bir şeylerin olmasını beklemektense iyi silahlanmış bir ülke olmak daha iyidir. Çünkü ben silahların en önemli şey olduğunu hatırlayan bir askerim.” diye ekliyor.
İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin üzerinden seksen yıl geçmişken, Polonyalılar bir kez daha komşularına endişeyle bakıyorlar.
Polonya’nın güneyindeki bir depoda, halkın talebi üzerine bir şirket bir bomba sığınağının maketini inşa etmiş durumda.
Janusz Janczy, ShelterPro’nun patronu, bu sığınakların nükleer bombalara karşı koruma sağlamak amacıyla yapıldığını, ancak aynı zamanda silahlı saldırılara karşı da güvenlik sunduğunu ifade ediyor.
Janusz, Donald Trump’ın göreve gelmesinden bu yana barınaklara olan talebin arttığını belirtiyor. “Eskiden ayda birkaç telefon alıyorduk, şimdi haftada onlarca arama alıyoruz.” diyor.
Janusz, “Müvekkillerim en çok Rusya’dan korkuyor. Ve NATO’nun Polonya’yı savunmaya gelmeyeceğinden endişe ediyorlar.” şeklinde ekliyor.
Peki,