Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda bir konuşma gerçekleştiren İYİ Parti Edirne Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Akalın, Edirne’deki Selimiye Camii’nde yürütülen restorasyon çalışmalarını sert bir dille eleştirdi.
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (turkiyexhaber) – UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan bu önemli yapıda uygulanan yöntemlerin yalnızca teknik meseleler olmadığını belirten Akalın, sürecin kültürel mirasa yaklaşım ve kamu yönetimindeki liyakat anlayışının bir yansıması olduğunu ifade etti.
Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” olarak nitelendirdiği Selimiye Camii’nde, restorasyon öncesindeki projeler ile sahada gerçekleştirilen uygulamalar arasında belirgin farklılıklar olduğunu vurgulayan Akalın, bu farklılıkların eserin özgünlüğünü tehdit ettiğini aktardı. Akalın, “450 yıllık orijinal hat yazılarının yerini günümüz hattatlarının imzalı eserleri alacak olursa, bu artık bir restorasyon değil, kültürel tahribat olur” şeklinde konuştu.
Hat sanatında dünya çapında tanınan Karahisari ekolü ile 16. yüzyıldan kalma yazıların yerini modern müdahalelerin almasının tarihi hafızaya zarar verdiğini belirten Akalın, projenin bilim kurulu tarafından üç kez reddedilmesine rağmen nasıl yüksek kuruldan onay aldığını sorguladı ve kamuoyunun bu konuda bilgilendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu’nun 35 gün önce verdiği yazılı soru önergesine henüz yanıt verilmediğini hatırlatan Akalın, uzman görüşlerinin ve akademik uyarıların dikkate alınmadığını ifade etti. Akalın, sadece Selimiye Camii’nin değil, Türkiye genelinde restorasyon adı altında gerçekleştirilen uygulamaların ortak bir sorun haline geldiğini vurguladı. Süheyl Bey Camii ve Marmara Üniversitesi yerleşkesindeki tarihi hamam gibi yapıları örnek gösteren Akalın, bu yapıların restorasyon sonrası özgün kimliklerini kaybettiklerini söyledi.
Akalın, “Her fırsatta ecdadımızla övünenler, iş onların emanetlerine sahip çıkmaya gelince, tarihi hafızamızı yaşatacak bir kültür politikası yerine ranta dayalı bir ihale politikası uygulamaktadır,” diyerek, “Bu uygulamalar, yalnızca mimari mirasımızı değil, toplumsal hafızamızı da silmektedir. Kültürel varlıklarımızın korunması sadece estetik değil, tarihi bir sorumluluktur.” şeklinde belirtti.