Tarım ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün faaliyetlerini düzenleyen kanun teklifine ilişkin medyada ve sosyal platformlarda yer alan iddialara cevap verdi. 10 Ekim 2025 tarihinde TBMM’ye sunulan ve 15 Ekim’de Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda kabul edilerek Genel Kurul’a gönderilen teklifin, korunan alanların daha sıkı korunmasını ve biyoçeşitliliği artırmayı hedeflediği ifade edildi. Bakanlık, “Milli parklara otel veya yapılaşma izni verileceği iddiaları gerçeği yansıtmıyor” şeklinde bir açıklamada bulundu.
ANKARA (turkiyexhaber) – Tarım ve Orman Bakanlığı, kanun teklifi etrafında dolaşan iddialara yanıt veren bir kamuoyu açıklaması yaptı.
Bakanlık, son 23 yılda korunan alan sayısının 172’den 688’e, yüzölçümünün ise 818 bin hektardan 3,4 milyon hektara ulaştığını vurguladı. Sulak alan sayısının 9’dan 136’ya, yüzölçümünün ise 159 bin hektardan 1,18 milyon hektara yükseldiğini belirten bakanlık, 2002 yılında bulunmayan yaban hayatı geliştirme sahalarının sayısının 85’e çıktığını kaydetti. Bu başarıların, kanun teklifinin temelini oluşturduğunu ifade ederek, teklifin içerdiği düzenlemeleri açıkladı.
Kanun teklifinin, av ve doğa koruma memuru sayısının artırılması, biyoçeşitliliği tehdit eden faaliyetlerin daha etkin denetlenmesi, milli parklardaki kaçak yapıların mahkeme kararı beklenmeden yıkılması gibi konulara odaklandığına dikkat çekilen açıklamada, sosyal medyada dile getirilen iddialara da yanıt verildi.
İDDİA 1: Meclise sunulan kanun teklifinin yeni bir talan yasası olduğu, milli parkların koruma statüsünün değiştirilerek bu alanlarda otel ve konaklama tesisleri yapılacağı iddia edilmektedir. Ayrıca, bu işletmelerin süresinin 49 yıl olacağı ve başarılı olanların süresinin 99 yıla uzatılacağına dair haberler yer almaktadır.
CEVAP 1: Kanun teklifinde milli parkların statüsünün değiştirilerek otel yapılmasına izin verileceği iddiası kesinlikle doğru değildir. Söz konusu husus, 2873 sayılı Millî Parklar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1983 yılından bu yana sabit kalmıştır. Bu nedenle, teklif içerisinde yeni bir düzenleme bulunmamaktadır.
İDDİA 2: Söz konusu kanun teklifi ile milli parklarda petrol, doğalgaz, trafo, su ve diğer altyapı tesislerinin kurulmasına izin verileceği iddia edilmektedir.
CEVAP 2: Kanun teklifinde mevcut izinlerdeki “kamu yararı ve zaruret” şartı korunmuştur. Eleştirilerde çarpıtılan “kamu yararı ve zaruret” ifadesi, yalnızca korunan alan içinde yaşayan yöre halkının zaruri ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik elektrik, su, ulaşım, telekomünikasyon ve doğalgaz gibi altyapı hizmetlerine izin verilmesini kapsamaktadır. Bunun dışında herhangi bir yapılaşma iznine dair bir durum söz konusu değildir. Aksine, teklif ile izin türleri daraltılmıştır; milli parklardan geçirilmesine izin verilebilecek altyapı tesis ve hatlarında zaruret hali aranacak ve “bunların milli park dışı alandan geçirilme imkânı varsa izin verilmeyecektir” kuralı uygulanacaktır.
İDDİA 3: Kanun teklifi ile milli park alanlarının işletilmesinin Cumhurbaşkanlığı’na devredileceği iddia edilmektedir.
CEVAP 3: Kanun teklifinde böyle bir düzenleme mevcut değildir.
İDDİA 4: Milli park içindeki günübirlik veya konaklamalı tesislerin işletmesinin artık kamuda olmayacağı, özel sektöre verileceği yönündeki iddialar ortaya atılmaktadır.
CEVAP 4: Milli parklar içindeki tesislerin Genel Müdürlük, belediyeler veya özel sektör aracılığıyla işletilmesi yeni bir uygulama değildir; mevcut durumda Orman Kanunu kapsamında yapılmaktadır. Bu düzenleme, yeni bir yöntem getirmemekte, Orman Kanunu ile Milli Parklar Kanunu’nun hükümlerinin uyumlu hale getirilmesini amaçlamaktadır.
