1. Haberler
  2. EKONOMİ
  3. Yapay Zeka Duyarlılık Endeksi: Sonuçlar Açıklandı!

Yapay Zeka Duyarlılık Endeksi: Sonuçlar Açıklandı!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ernst & Young (EY) tarafından hazırlanan “Yapay Zeka Duyarlılık Endeksi 2025″in sonuçları yayımlandı.

Şirketten yapılan açıklamada, 15 ülkeden 15 binden fazla kişinin katıldığı araştırmanın, yapay zekanın günlük yaşam ve iş dünyasındaki kullanımına dair tutum, duyarlılık ve davranış farklılıklarını ortaya koyduğu belirtildi.

Araştırma sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 82’si yaşam veya çalışma biçimlerini geliştirmek amacıyla yapay zekayı kullandığını ifade ederken, yüzde 57’si bu teknolojiyi kullanırken kendini rahat hissettiğini bildirdi. Yapay zekanın yüksek oranlarda kullanılmasına rağmen benimseme eksikliği yaşandığı gözlemlendi; bu durumun arkasında ise güven, gizlilik ve kontrol konularındaki endişelerin yattığı vurgulandı.

Kullanıcılar, yapay zeka kullanımında pratikliğe odaklanarak, bu teknolojinin mevcut hedeflere nasıl yardımcı olabileceği ve somut değerler sunma potansiyeline ilgi gösteriyor. Yapay zeka, genellikle bilgi edinme veya bilgileri özetleme gibi basit ve verimlilik odaklı görevlerde tercih ediliyor.

Yapay zekanın benimsenmesi, işlevselliğin yanı sıra aradaki güven ilişkisiyle doğru orantılı bir şekilde ilerliyor. Ancak, karmaşık sistemler, kişisel veri gerektiren görevler veya duygusal etkileşimler, bu nedenle daha az sıklıkta kullanılıyor.

Yapay zeka konusunda rahat hisseden katılımcılar, son 6 ay içinde yaklaşık 15 farklı yapay zeka uygulaması kullanırken; yapay zekaya nötr yaklaşanlar arasında bu sayı 6’ya, rahat hissetmeyenler arasında ise 3’e düşüyor. Yaş, eğitim ve coğrafya gibi demografik faktörler, insanların yapay zeka ile olan etkileşiminde önemli bir rol oynuyor.

Araştırma, katılımcıların yapay zeka ile etkileşimde hissettikleri heyecan, çekicilik ve endişe düzeylerini ölçerek 6 farklı kullanıcı profili belirledi. “Temkinli iyimserler”, yapay zekanın potansiyelini riskleri göz önünde bulundurarak kabul ederken; “Endişesizler” bazı çekincelere rağmen teknolojiyi benimseyen grubu oluşturuyor. “Teknoloji meraklıları”, yapay zekayı sık kullanan ve uzun vadeli faydalarını gören bireylerden oluşuyor. “Tereddütlüler” veri gizliliği ve şeffaflık konularında endişelerini dile getirirken, “Pasif izleyiciler” yanlış bilgilendirme konusuna dikkat çekiyor. “Reddedenler” ise insan etkileşimini ön planda tutarak yapay zekaya karşı çıkıyor ve sıkı düzenlemeleri savunuyor.

Yapay zeka kullanımı, en çok müşteri deneyimi ve içerik çevirisi gibi alanlarda yoğunlaşıyor. Katılımcıların yüzde 31’i müşteri deneyiminde, yüzde 29’u ise kişisel uygulamalarda yapay zekadan faydalandığını ifade ediyor.

Araştırma verileri, yapay zeka uygulamalarında karar verme süreçlerinde bazı sınırların bulunduğunu gösteriyor. Katılımcıların yüzde 64’ü acil durumları tahmin eden yapay zeka uygulamalarında, yüzde 63’ü dolandırıcılığa karşı koruma sağlayan araçlarda rahat hissediyor. Ancak, sigorta veya dolandırıcılık taleplerinin değerlendirilmesi gibi alanlarda yapay zekanın verimliliği artırabileceği durumlarda konfor seviyesi yüzde 46 ile orta düzeyde kalıyor.

Yapay zeka destekli kişiselleştirmenin yaygın bir şekilde kullanılmasına rağmen, katılımcıların yalnızca yüzde 41’i şirketlerin kişisel verilerini ve geçmiş davranışlarını kullanarak kendilerine özel ürün veya hizmet önerilerinde bulunulmasından memnuniyet duyuyor. Diğer yandan, katılımcıların yüzde 54’ü yapay zekanın navigasyon veya sürüşleri optimize etmesinden memnun olduğunu belirtiyor.

Yapay zeka ile rahat bir iletişim kurabilen katılımcıların yüzde 72’si, bu tür iletişim modellerinin insanların daha iyi sosyal beceriler geliştirmesine yardımcı olabileceğine inanırken; yüzde 54’ü yapay zekayla sohbet etmenin, bir insanla konuşmak kadar keyifli olabileceğini ifade ediyor. Temkinli iyimserler ve endişesizlerin yüzde 30’u ise son 6 ay içinde yapay zekayla duygusal bir bağ kurduğunu aktarıyor.

Katılımcıların yüzde 75’i yapay zeka tarafından üretilen yanlış bilgilerin ciddiye alınmasından, yüzde 67’si yapay zekanın insan gözetimi olmadan kontrol edilemez hale gelmesinden, yüzde 64’ü de yapay zeka modellerinin kişisel veriler üzerinde izinsiz eğitim almasından endişe duymakta.

Araştırmaya katılanlar, işletmelerin yapay zekayı kendileri için gerçekten değer sağlayacak şekilde yönetip yönetemeyeceği konusunda temkinli bir tutum sergiliyor. Güven duyulan sektörler ise teknoloji yüzde 49, sağlık hizmetleri yüzde 47, tüketim ürünleri yüzde 44, finansal hizmetler yüzde 42, kamu yüzde 39 ve medya yüzde 38 olarak sıralanıyor.

Açıklamada yer alan EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı, Yapay Zeka ve Data Hizmetleri Lideri Serter Baltacı, araştırmanın yapay zekanın küresel çapta benimsenmesindeki eksiklikleri ortaya koyduğunu belirtti. Bu eksikliklerin üstesinden gelmek için neler yapılması gerektiği ve bu teknolojiden en iyi şekilde nasıl yararlanılabileceği üzerinde duruldu.

Baltacı, yapay zekayı etkili bir şekilde yönetebilen işletmelerin geleceğe yön verebileceğini vurgulayarak, “Güven sağlayan ve yapay zekayı anlamlı şekillerde kullanmayı teşvik eden lider şirketler, yalnızca benimsenme konusunda kişileri yönlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda yapay zekanın geleceği şekillendirmedeki rolünü de tanımlayacak.” dedi. Araştırma sonuçlarına göre, yapay zekada liderlik, sadece teknolojiyi uygulamak ve geliştirmekle kalmayıp, yapay zekanın insan potansiyelini genişletmesini sağlamakla da ilgilidir.

Yapay Zeka Duyarlılık Endeksi: Sonuçlar Açıklandı!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Turkiyex Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin